I. Bölüm Öğretmen Karl İvanoviç
Karl İvanoviç, on yaşımı doldurduğum ve harika hediyeler aldığım doğum günümden tam üç gün sonra, 12 Ağustos 18.. günü sabahın yedisinde, bir sopanın ucuna kalın şeker kâğıdı takılarak yapılmış sinek raketini tepemdeki bir sineğe vurarak beni uyandırmıştı. Bunu öyle beceriksizce yapmıştı ki, meşe yatak başının üzerinde asılı duran melek tasvirimi yerinden oynatmış, sinek ölüsü doğruca kafama düşmüştü. Battaniyenin altından burnumu çıkartmış, sallanmaya devam eden tasviri elimle durdurmuş, ölü sineği yere atmış ve uykulu, ama öfkeli gözlerle Karl İvanoviç’e bakmıştım. O, sırtında alacalı pamuklu kumaştan sabahlığı, belinde aynı kumaştan kuşağı, başında püsküllü, kırmızı örgü takkesi, ayaklarında keçi derisinden yumuşak çizmeleriyle duvar diplerinde dolaşmaya, nişan almaya, raketi indirmeye devam ediyordu. “Hadi,” diye düşünüyordum, “hadi ben küçüğüm, ama niye beni rahatsız ediyor? Sinekleri neden Volodya’nın yatağının yanında avlamıyor? Baksana ne kadar çoklar! Yo, Volodya benden büyük, bense herkesten küçüğüm, bu yüzden bana eziyet ediyor. Hayatının tek düşüncesi sanki benim canımı sıkacak şeyler yapmak,” diye homurdandım. “Beni uyandırdığını ve korkuttuğunu gayet iyi biliyor, ama fark etmemiş gibi yapıyor… Ne iğrenç adam! Sabahlığı da, takkesi de, püskülü de ne iğrenç!
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.